29 Ağustos 2008 Cuma zaman: 14:41 Gönderen xxx
Etiketler: Okuyalım Lütfen 0 yorum
31 Temmuz 2008 Perşembe zaman: 15:15 Gönderen xxx
Cepte bu numarayı tuşlama
Dolandırıcılıkta yeni yöntemlerin sonu gelmiyor. Bu seferki yolları ise başka kişilerin hatlarını kullanmak. Nasıl mı? İşte yöntem.
Önce cep telefonunuz aranıyor ve karşınızdaki ses size 'ESAT' veya 'ERICAL' adlı bir firmadan aradığını ve telefonunuzu kontrol etmek zorunda olduğunu söyüyor.
Arayan kişi sizden bu işlemi yapabilmesi için 9090'ı aramanızı istiyor. Siz de karşıdaki kişiye inanıp bu numarayı tuşladığınız anda tüm kimlik bilgilerinizi kopyalıyor ve bundan sonraki tüm görüşmelerini sizin hattınız üzerinden yapabiliyor.
Bu da hem telefon faturanıza yansıyabileceği gibi hem de yasa dışı işler için yapılan aramaları da sizin hattınızdan yapılmış gibi göstermesi açısından sakınca oluşturuyor.
Bilişim uzmanları böyle bir dialogla kaşılaşıldığında her ne olursa olsun istenilen numaranın aranmaması konusunda uyarılarda bulunuyor. Hatta mümkünse aramayı en kısa zamanda sonlandırmak gerekiyor.
Etiketler: Cepte bu numarayı tuşlama 0 yorum
zaman: 15:10 Gönderen xxx
Her sabah dünyada ilk ezanın nerede okunduğunu, ilk kameti kimin getirdiğini ve ilk namazı kimlerin kıldığını biliyor musunuz? İşte cevabı..
Milyonlarca yıldır güneş ilk defa oraya doğuyor her sabah. Japonya'nın doğusuna, Rusya'dan okyanusa bir çengel gibi sarkan Kamçatka'ya... Dünyada güneşi ilk görenler Kamçatkalılar.
Kainatın deveranına eşlik etmeye de ilk olarak onlar davet ediliyor her sabah.
Ne kutlu bir davet...
Kamçatka'da başlayan sabah ezanı, sırayla bütün ülkelere uğruyor, meridyenlerde konaklıyor, şehirlerde minareler arıyor kendine. Buhara, İsfahan, Şam, Mekke, Medine, Urfa, İstanbul gür sesli müezzinlerini ezanla buluşturuyor şerefelerde.
Bütün dünyada her an ezan okunuyor... İnsanlık her an kurtuluşa davet ediliyor
Etiketler: Ezanın ilk okunduğu yer 0 yorum
28 Temmuz 2008 Pazartesi zaman: 06:40 Gönderen mtkpln
matematıgı sevenler benımle gelsıni. www.umitkaplan55.blogspot.com
zaman: 06:31 Gönderen mtkpln
BİR PKK MAĞARASININ DUVARINDAKİ YAZI : EĞER BİR ASKER SİZİ GÖRDÜĞÜNDE DURMADAN ATEŞ EDİYORSA ACEMİDİR MERMİSİ BİTİNCE YANINA GİDİN,EĞER BİR ASKER SİZİ GÖRDÜĞÜNDE ATEŞ EDİYOR SEN SAKLANINCA DURUYORSA O KOMANDO DUR KAÇ CANINI KURTAR,EĞER BİR ASKER SİZİ GÖRDÜĞÜNDE ORTADAN KAYBOLUYORSA BORDOBERELİ DİR.YAPACAK BİRŞEY YOK O SENİ BULUR.
29 Haziran 2008 Pazar zaman: 14:41 Gönderen mtkpln
samsun'un çarşamba ilçesinin şayhabil köyünde 1987 senesinde doğdu.okul hayatı koyde değil samsun belediye ilköğretim okulunda basladı.2 sene burda okuyan ve daha sonra carsamba mustafa kemal ilköğretım okulunda eğitimine devam etti.ortaöğretimi burad okudu.liseyi ise çarşamba Dikbıyık lisesinde tamamladı. ÖSS sınavına ÇARŞAMBA ÖZEL YEŞİLIRMAK DRESANESİNDE hazırlandı.okul hayatı boyunca çok sıkıntı çekti.lisede özellikle 8 km. bisikletle daha sonrakı 15km. ise araba ile gitmek durumunda idi onun gibi aynı kaderi paylaşan Murat KOÇ ise şimdi refa ermiş vazıyette.ikiside buyuk bır sıkıntı ile okumasna ragmen basaracaklarına cok ınandılar.Aynı köylü olmaları ise onların arasındaki bagı daha fazla kuvvetlendirdi.Şimdi ise Ümit KAPLAN Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matemaik Bölümü okumaktadır.Murat KOÇ ise Sivas Cumhurıyet Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü okumaktadır.Her zorlugun bırodülü vardır.Saygılarımla ÜMİT KAPLAN .
zaman: 14:16 Gönderen xxx
Tavşanlı ve çevresinde yaşamış eski uygarlıkların tarihi M.Ö 4000’li yıllara kadar gitmektedir.Bir başka ifadeyle Tavşanlı’da yerleşim tarihi günümüzden 6007 yıl öncesine kadar uzanmaktadır.Tavşanlı ovasının yapılan araştırma ve arkeolojik kazılar sonucunda İlk Madenler Çağından beri yerleşim sahası olduğu anlaşılmıştır.
Tavşanlı-Tunçbilek’te 1977 yılında Boyalık ve Gevence mevkilerinden çıkan buluntular Kalkolitik Dönemden (Taş-Maden Devri/4000-3000) kalmadır.
Kalkolitik dönem sonrasında Tunç Devrine(M.Ö.3000-2000) ait kalıntılar Kayı köyü’nde bulunmuştur.Atatürk,1928 yılında Kayı köy yakınlarındaki höyükte araştırma ve kazı yaptırmıştır.1987 yılında Kayaboğazı Barajındaki ikinci adacıkta toprağın altından Tunç Çağına ait(M.Ö.3000)yanık buğday parçaları çıkmıştır.Çıkan bu yanık buğdaylar,Tavşanlı Müzesinde sergilenmektedir.Yortan Kültürünün(Bakır Çağ)bezekli kaplarının Tavşanlı’da bulunmuş olması çok önemlidir.
M.Ö. 2000 dolaylarında,Kaneş ve diğer İç Anadolu yerleşmelerinde çarkta yapılmış tek renkli bir seramik türü görülür;yüzey araştırmalarına göre bu türün ataları,kuzeybatı Anadolu’da,özellikle Tavşanlı’da görülmüştür.
Tavşanlı-Harmancık yolu üzerinde,Köprücek köyü sınırlarında olan ve halk arasında Deliklitaş olarak bilinen eser 8.Yüzyıla ait Frig kaya mezarıdır.Mezarın üçgen alınlığı bulunur.
Kuruçay,Göbel,Çardaklı,Tepecik köylerini kapsayan sahada (halk arasında Palanga adı verilen)antik bir yerleşim yeri bulunur.2006 yılında Çardaklı mahallesi yakınlarında ortaya çıkartılan 100 m²lik mozaik,Roma dönemine ait bir evin kalıntılarıdır.Bu mozaiğin tahrip olmamış kısmı ise 52 m²dir.Çıkan bu kalıntının en önemli özelliklerinden birisi de üzerinde cam mozaiklerin olmasıdır.
Tavşanlı’yı ziyaret eden Hamilton,Texier,Perrot,Munro ve Körte gibi araştırmacılar Tavşanlı’da bulunan kitabelerin bir kısmını yazdıkları eserlerde yayınlamışlardır.
Tavşanlı’da bulunan mezar stellerinin yanı sıra çiftçi tanrısı olan Zeus Bronton’a,Hosios’a ve Ana Tanrı’ya ithaf edilmiş sunaklar,bir şeref kitabesi,lahit kapakları ve arşitrav parçaları vardır.
Tavşanlı Ovası,arkeolojik değerler bakımından Türkiye’nin en zengin ovalarından biridir.Höyükler yönünden çok zengindir.En önemli höyükler;Ada mevkiindeki Tavşanlı höyüğü ve Kayı köy höyüğüdür.
Tavşanlı’nın antik dönemde hangi coğrafyada yer aldığına bakarsak dönem dönem sınırların değiştiği Frigya sahasında veya bu saha sınırında yer almıştır.Tavşanlı ve çevresi Küçük Phrygia’da ya da sonradan kazanılmış anlamına gelen Phrygia Epiktetos yöresinde,Phrygia ile Mysia arasında sınır bir bölgede yer almıştır.
Etiketler: Davşanlı tarihi 0 yorum
zaman: 14:11 Gönderen xxx
Neredeyse 1 aydır açık alt yapısı hazır arkadaşlar nerede yazılarınız lütfennnnnn. Yani hiçmi aklınıza bişey gelmiyo yazacak milli takım tamam elendi bari andan bi konu
Etiketler: Eee Yazı yokk 0 yorum
6 Haziran 2008 Cuma zaman: 13:41 Gönderen xxx
www.blogderyasi.blogspot.com ilk yazısıdır...
Blog, teknik bilgi gerektirmeden, kendi istedikleri şeyleri, kendi istedikleri şekilde yazan insanların oluşturdukları, günlüğe benzeyen web siteleridir.
Blog kelimesinin özünde web-log vardır. Webloglara kısaca internette seyir defteri tutmak denebilir. Kelime anlamı olaraksa, genellikle ters kronolojik sırada (en yeni en üstte olacak şekilde) sıralandırılmış, tek bir sayfa üzerinde bir çok yazı gösterme esasına dayanan internet uygulamasıdır. ilerleyen senelerde "we" düşmüş, sadece "blog" olarak kullanılmaya başlanmıştır. Blog yazan kişilere de "blogger" denilmektedir. Bir yazı yazıp gönderme işlemine de kısaca "bloglama" deniyor. 1997 yılından beri var olan bu uygulama, tasarımcı ve programcıların ilginç internet sitelerinin linklerini unutmamak için kendi sayfalarına yazmalarıyla başladı. 1999 yılında ortaya çıkan pek çok blog-yayınlama (blog publishing) aracıyla birlikte bloglama, programcılar arasındaki bir aktivite olmaktan çıkıp, en az bilgisayar kullanma becerisine sahip olan bir insanın bile anlayacağı kadar basit hale indirgendi. Daha önce bir yazıda blogların ne kadar çoğaldığını anlatmıştım. Technorati'nin 7,8 milyon blogu indekslediği, günde 30.000 - 40.000 blogun yaratıldığı düşünülürse, bloglar bu yüzyıla damgasını vuracak bir olay olmaya doğru gidiyor. Çünkü format çok basit; sıklıkla güncellenen, tek sayfa üstünde ters kronolojik yazılar.
Etiketler: Blog Nedir ? 0 yorum
zaman: 12:38 Gönderen xxx
İletişim
mcdmrt@hotmail.com Msn Ekle
Etiketler: Yazarlık için 0 yorum